SOMA’NIN KARASI
iSYANIN KARASI OLACAK!
Şirketler kurulur
Madenler derilir
İskeleler çakılır
Panolar patlar, ipler kopar
Kanla ve göçle kurulur yüksek yapılar.
Eller tohum eker.
Devlet elleri biçer.
Eller maden seçer.
Panolar patlar, ipler kopar.
İhmal yoktur, inkar vardır
Suçlu yoktur, katil vardır.
Katil bilmez, bedel vardır.
Ateş ve toprakta isyan vardır.
Büyük şehirlerin, gökyüzüne saldıran binaların, sokakların ihtişamlı tabelaların, her yeri aydınlatan ve modern hayatın kaynağı olan elektriğin, seyirlik filmlerin, nefis giderici lezzetli etlerin kesildiği mezbahanelerin, günlük ihtiyacın en şık kıyafetlerinin üretildiği tekstil atölyelerinin-kot tezgahlarının, fabrikalardan yaşamsal konfor üreten her türlü yapının ve ışığın-ısınmanın kara elmasının harcında kan var. Sermaye, böyle bir tüketimi yaratmak için toprağı işçi bedenleriyle tohumlar. Ölenlerin acısı, işleyen kocaman makinanın çarklarını döndürür.
Soma’da, Ermenek’te, Karadon’da, Kozlu’da, Davutpaşa’da, Bayram Oteli’nde, Ostim’de, Bedaş’ta ve her an her yerde işçiler katledilmektedir. Kaza adı altında ölenlere şehitlik mertebesi verilmekte, riyakarlık her yeri sarmaktadır. Oysa ki devlet ve sermaye en iyi bildiği işi yapmaktadır: KATLİAM.
Bu katliamın hikayesi 13 Mayıs 2014’ten önceye dayanmaktadır. Soma halkına tek geçim kaynağı olarak dayatılan maden ocağının mülkiyeti Türkiye Kömür İşletmeleri’ne aittir. Maden Ocağı daha önce Ciner Grubu’na rödovans (kar üzerinden kiralama) edilmiş, maden ocağındaki yangınlar yüzünden kapalı tutulmuş, 2009 yılında da Soma Holding A.Ş.’ye satılmıştır. Soma Holding, tehlikeleri bilmesine rağmen ocağı yeniden açmış, maden rekoltesini yükseltmiş, bu sırada Soma halkı Ege coğrafyasının sunduğu tarım imkanlarıyla geçinme koşullarından mahrum edilmiş ve madene peşkeş çekilmiştir. Zeytinciliğin ve tarımın yapılabildiği bir bölgede devlet, tarımı madene tercih etmiş, daha önceden Zonguldak’ta yürüttüğü politikalarla Soma Holding’in önünü açmıştır. Holdingin çıkarttığı kömürün büyük bir kısmı termik santrallerde kullanılan adi kömürdür. Geri kalan kısım da devletin seçim öncelerinde dağıttığı kömürdür. Kapitalist barbarlık Soma’da kendini neo-liberalizm şeklinde göstermekte, böyle bir kömür talebi olmamasına rağmen sadece ve sadece karı maksimize etme niyetiyle işçiler sistemli bir şekilde katledilmişlerdir. Bu katliamın adı burjuvazinin işçi sınıfını sistemli bir şekilde yok etmesidir ki aslında yok edilen Soma’da yapılabilecek tarımdır ve çiftçilerdir.
Sınıf mücadelesi, sadece bir haklar mücadelesi değil hayatta kalma mücadelesidir. Bu mücadele, Anarşistlerin atölyelerde, okullarda, sokaklarda ve barikatlarda bütünleştiği bir mücadeledir. Soma’da ateşe ve toprağa gömülenlerin anısı, bütün katledilen işçilerin anısıdır. Bu anıyı biz hatırlarız. Esas olan bu anının muktedirlere ve erklere hatırlatılmasıdır. İsyan ve mücadele, unutturulmak istenilen herşeyi hatırlatacaktır. Soma’nın karası, isyanın karası olacaktır.
DEVLET-SERMAYE YAPARSA KATLİAM YAPAR!
SOMA’NIN KARASI, İSYANIN KARASI!
KATİL DEVLET YIKACAĞIZ ELBET!
ANKARA ANARŞİ İNİSİYATİFİ
http://sosyalsavas.org/2015/05/somanin-karasi-isyanin-karasi-olacak-ankara-anarsi-inisiyatifi/#more-27185