Broşür: İsyan mı İstiyorsun? [pdf]

afis2-424x600-424x600

“Bir kaç yıl içerisinde, Amerika’daki anarşist çevrelerde isyan ve sosyal çatışma temalarına öncelik veren küçük bir akım görünürlük elde etti. Herhangi bir ideolojik çevre gibi, uzaktan bakıldığından çok daha farklı. Bazı anlatımları, çatışmayı reformlar elde etmenin araçları olarak değil, sadece kendi için vurgular; diğerleri isyanı statik örgütlerin dışında ezilenlerin iktidarını inşa etmenin araçları olarak planlar. Ortak konu başlıkları, formel kurumların eleştirisi ve kendi merkezi temaları olarak saldırıya odaklanmaktır. ONLINE OKU / İNDİR

Kendi hedeflerini elde etmek için kullandıkları bu stratejiler ne kadar etkili? Bu soruya cevap vermek için, boşlukta sadece isyancı teoriyi çalışamayız; ABD bağlamı içerisinde bununla bağlantılı aktivitelere bakmalıyız. Pratikte, nerede stratejik düşünmekten vazgeçip nerede duygusal ve psikolojik alışkanlıklarımızı devreye sokacağımızı söylemek her zaman kolay değildir; demek ki her ikisi de birbiriyle ilişkilidir. Burada tartışacaklarımızın çoğu isyancıların ne söylediklerinden ziyade ne yaptıkları meselesinden fazlası değildir.

Bu konu bize özgüdür çünkü, bizler bu sıfatı kullansak da kullanmasak da bir çeşit isyancıyız. On yılı aşkın bir süredir, bireysel inisiyatife, enformel ağlara ve geçici örgütlenmeye dayalı çatışmacı bir mücadeleye odaklanıyoruz. Hırsızlık ve vandalizmden başlayıp sokak dövüşü ve gizli doğrudan eylem üzerinde çalışarak, bu yaklaşımın avantajlarını ve dezavantajlarını kendi kabuğumuzda öğrendik. Kalbe en yakın olan en eleştirel olandır: başarılı olduğunu görmek için can atan ve potansiyel hatalarla çok ilgilidir.

Bir bakıma, bu çok eski bir düşünme yöntemidir -muhtemelen taraftarlarının anladıklarından daha eskidir. Paris Komününün örgütsel biçimleri üzerine Marx ve Bakunin arasındaki tartışmalardan soy ağacının köklerinin izi sürülebilir. Bazı isyancılar kendi geleneklerini 19. yüzyıl süikastçilerinin eylem propagandasında veya Junes Bonnot ve onun banka soyguncusu arkadaşlarıyla bağlantılı illegalizmde görebilirler. Bugünkü isyancı teorinin köklerini ise Errico Malatesta ve Luigi Galleani’den başlayarak Alfredo Bonanno, Jean Weir ve 1960’lar ve 70’lerin sosyal mücadelelerinden ders çıkaranlardan bulabiliriz.

Aynı zamanda, isyancı fikirlerin son dalgası, çoğu anarşist topluluktaki yüksek iş hacmi oranının, onları aynı dersleri defalarca almaya mahkum eden, Amerika’da yeni bir fenomen gibi bir şeydir. Yeni nesil bunun için sertçe suçlanır -hatta gerekirse, eski nesil iletişim kurmayı reddetmekle ve mücadeleyi bırakmakla suçlanacaktır. Deneyimli anarşistler, özellikle genç yoldaşlarının coşkuları hakkında kibirli ve düşman değil ihtiyatlı olmalıdır. On yıl önce, bizler de yeni enerjisi ve karışık fikirleri huysuz emeklileri kışkırtmış olan sonradan görmelerdik; onların bazı eleştirilerinden bir şeyler öğrenebilirdik, istemez sağolsunlar, ancak kibirleri bizim duyarlılığımıza ve onların marjinalleşmelerine katkı sağladı. Bu dinamiğin karşı tarafındaki rolleri şimdi kabul etsek, aynı kalıpları paylaşmak için ardımızdan yürüyenleri mahkum edebilirdik.

O ruhla, bir ayrılma noktası olarak isyanın avantajlarıyla başlayalım.”

Sosyal Savaş broşür dizisi ilk nesnesi Crimethinc. Ex-Workers Collective‘in hazırlamış olduğu “İsyan mı istiyorsun ?” şimdi pdf olarak yayında. Basılı formatına ulaşmak için: http://sosyalsavas.org/2014/12/sosyal-savas-brosur-dizisi-no-1-isyan-mi-istiyorsun/